17 Şubat 2009 Salı

UZAKLARDAKİ KADINLAR

Reload Energy Drink sponsorluğunda gerçekletirdiğimiz gezide İsfahan'a yakın bir yerde kampımızı kurup hızlıca şehir merkezine ulaşmıştık. Gelişimiz pek heyecan uyandırmamıştı, herkes alışmış gibiydi sanki gezginlere. Bizse binyıllardan beri bu topraklarda kendi kültürlerine sahip çıkarak yaşamayı başarmış bu insanların dünyasına adım atmış olmanın heyecanıyla yerimizde duramıyorduk.


İlk dikkatimizi çeken küçük dükkanlar ve sokak satıcıları oldu. Tüm satıcılar bize rengarenk takılar, süsler ve hediyelik eşyalarını satmak için birbiriyle yarışa başlamışlardı bile. Oysa biz biraz daha tanımak istiyorduk önce buraları, kimdi bu insanlar?







Kadınların hepsi pek süslüydü, takıları boyunlarından taşıyordu adeta. Özellikle küpe ve hızma gibi takıların revaçta olduğu anlaşılıyordu ilk bakışta. Kadın olduğumuzu hatırlamak hoşumuza gitmişti. İnsanlara dik dik bakıyorduk büyük ihtimalle ama kendimizi alamıyorduk. Burnundaki kocaman hızması ile karşıdan gelen genç kızın yüzündeki gülümseme sanki takıların daha da parıldamasını sağlıyor gibiydi.



Her biri ayrı bir görsel ziyafetti kadınların, takıp takıştırmışlar üstelik pek de yakıştırmışlardı.
Hele bir dükkanın önünde karşılaştığımız ancak resmini çekmekten öte bir iletişim kuramadığımız genç kadın başındaki tacı, dev küpeleri ve süslü kolyesiyle sanki bir takı defilesinden fırlamış gibiydi. Yüzünün güzelliğini daha da ortaya çıkaran takılarına biz hayran hayran bakarken o bize kibarca selam verip yoluna gitmişti bile. Kadın olmayı neden sevdiğim
izi hatırlattı bize, özlemişiz meğer süslenmeyi.

O akşam biz de süslenmeye kadar verdik ve kendimize kolyeler küpeler alıp otelimize döndük. Yolun yorgunluğu çökmüştü üzerimize iyiden iyiye. Yine de yarın yolun tozuna bulanmadan önce bu akşam güzelce giyinip, güzelce süslenip, güzel yemekler yemek istiyorduk. Belki de birer kadeh ev yapımı şarap. Evet şımartacaktık kendimizi o gece…